Sosyal Medya ve KVKK Suçları

 

SOSYAL  MEDYA ÜZERİNDEN İŞLENEN SUÇLAR:

 

HAKARET SUÇU:

Whatsapp mesajları, Twitter İnstagram Facebook gibi sosyal medya uygulamalarında kişiye edilen hakareteler hakkında şikayette bulunmak mümkündür. Kişinin onurunu zedeleyecek şahsına veya ailevi milli manevi değerlerine hakaret ve küfür etmek suç teşkil eder.

Kişiyi rencide edici yorum atmak, rencide edici fotoğraflarını paylaşmak, attığı fotoğrafların altına rencide edici ve/veya hakaret eden yorumlar paylaşmak suç teşkil eder.

E-posta veya whatsapp, telegram üzerinden küfür veya hakaret edilmesi de internet üzerinden hakaret suçudur. İleti yoluyla yapılan hakaretlerinde ekran görüntüleri ve kayıtları mahkemede delil olarak sunulabilir.

Bu suçun cezalandırılmasında basit ve nitelikli hallerine göre ceza uygulanır. Basit halinde verilecek ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi imkanı vardır.

Nitelikli halinde ise kamu görevlisinin görevine karşı dini, siyasi veya kutsallarına vb. değerlerine hakaret veya küfür suçu varsa hakaret suçunun nitelikli hali ortaya çıkmıştır. Bu cezanın alt sınırı 1 seneden az olamaz kamu personeline yapılan hakaret suçunda ise ceza yarı oranında artırılır. Alenen işlenen suçların cezası 1/6 oranında artırılır.

 

CEZA VERİLİRKEN İNDİRİM YAPILMASININ ŞARTLARI:

Hakaret suçunun oluşmasında haksız tahrik söz konusu ise verilecek cezada indirim yapılır. Hakaret eden kişinin mağdur edilmesi, hakkında asılsız iddialar ortaya atılmış olması haksız tahrik unsurudur.

 

Önemli hususlardan biri de şudur: Hakaret edilen kişi karşı tarafa hakaret ettiyse yani ortada karşılıklı edilmiş hakaretler varsa bu suçlardan dolayı iki tarafa da ceza verilmez.

 

KVKK SUÇLARI:

Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi TCK 135. Maddede yasaklanmıştır.

Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır

Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların; a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle, b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

 

SİBER (İNTERNET) DOLANDIRICLIĞI:

Siber dolandırıcılık faaliyetleri genellikle şunlardır:

  • İlan ve Reklam Yoluyla Dolandırıcılık
  • Onay Kodu Gönderilmesi Suretiyle Dolandırıcılık
  • Sahte veya Hacklenmiş Hesap Üzerinden Gönderilen Mesaj Yoluyla Dolandırıcılık
  • Kendini Bankacı Sigortacı veya Kamu Görevlisi Olarak Tanıtmak Suretiyle Dolandırıcılık

Siber dolandırıcılık mağduru olan kişiler ivedi bir şekilde Avukat yardımıyla hukuki süreci başlatırsa yaşadığı mağduriyetin giderilmesini sağlayabilir.

 

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN CİNSEL TACİZ:

TCK Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.41 (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

TCK da işlenen cinsel taciz suçu sosyal medya internet aracılığıyla yapılması bir şeyi değiştirmeden madde 105 e tabidir.

Sosyal medya üzerinden işlenen suçlarda konuşma kayıtları, mesajlar, görseller vs. delil olarak mahkemeye sunulmaktadır bu sebeple bu delillerin alınıp korunması çok önemlidir.

 

KONUYA İLİŞKİN BAZI YARGITAY KARARLARI:

 

Twitter üzerinden Retweet atmanın doğuracağı cezai sorumluluk ile ilgili Yargıtay kararı:

  1. Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 16.01.2019 tarihli, 2018/7790 E. ve 2019/1445 K. sayılı kararı

Karara konu olayda; şüpheli hakkında müştekiye yönelik “pislik, namert, edepsiz, yalancı, silah kaçakçısı, çirkef, imansız, izzetsiz, rüşvetçi, salyasını akıtan, şerefsiz…” ifadelerini içeren tweetin şüpheli tarafından retweetlenmesi üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.01.2018 tarihli, 2018/12072 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26.02.2018 tarihli ve 2018/1660 değişik iş sayılı kararı ile reddedilmiştir.

 

Ret kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan ‘Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.’  şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre müştekinin şikayet dilekçesinde şüphelinin twitter isimli sosyal medya hesabında @… kullanıcı adıyla kayıtlı olduğunu ve kendisine karşı önceden de aynı şekilde sosyal medyadan hakarette bulunması sebebiyle şikayetçi olduğundan aralarında husumet bulunduğunu, bu duruma rağmen şüphelinin değişik tarihlerde başka kullanıcılar tarafından paylaşılan ve şahsına yönelik hakaret içeren paylaşımları retweet etmek suretiyle sayfasında paylaşarak hakaret ettiğini, şüpheliden şikayetçi olduğunu beyan ettiği ve şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında, şüphelinin alınan savunmasında adı geçen hesabın kendisi tarafından kullanıldığını, iddia konusu paylaşımları kendisinin yapmadığını, bilgi amacıyla sayfasında retweet etmek suretiyle paylaştığını ifade ettiği görülmekle; suça konu paylaşımların müştekiye hitaben yazılmış ‘pislik, namert, edepsiz, yalancı, silah kaçakçısı, çirkef, imansız, izzetsiz, rüşvetçi, salyasını akıtan, şerefsiz…’ şeklinde hakaret sayılabilecek sözler içeren paylaşımlar olması, bu paylaşımların şüpheli tarafından retweet edildiğinin savunmada kabul edilmesi ve taraflar arasında önceden görülen kamu davasının bulunması hep birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil ve şüphenin elde edildiği gözetilerek itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle, red kararının kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.

 

Yargıtay Dairesi; “Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.

 

Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye ‘araştırma mecburiyeti ilkesi’; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise ‘kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi’ denilmektedir.

 

Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. – Finlandiya kararı 2007; Sürmeli- Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.” gerekçesiyle, etkin soruşturma yürütülmesi gerekliliği ortaya koyulmuştur.

 

Kararın devamında; “şüphelinin ad ve soyadının yazılı olduğu @… kullanıcı adlı twitter hesabından müştekiden bahsedilerek paylaşımlar (retweetler) yapıldığının anlaşılması karşısında; CMK’nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli hakkında hakaret suçunun işlendiği hususunda iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüphelinin eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle, şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile itirazın reddi kararının hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir.

 

  1. Değerlendirme

 

Yukarıda yer verilen kararda; başka kişiler tarafından yazılan, müştekiye hitaben yazılmış “pislik, namert, edepsiz, yalancı, silah kaçakçısı, çirkef, imansız, izzetsiz, rüşvetçi, salyasını akıtan, şerefsiz…” ifadelerini içeren tweetin şüpheli tarafından retweetlenmesi halinde, hakaret suçundan iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphenin bulunduğu belirtilmiştir. Yargıtay’ın bu kabulünde dosyadaki delilleri esas aldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte; Yargıtay Cumhuriyet Savcısının kanun yararına bozma talebi yazısında, şüphelinin bu tweetleri bilgi amacıyla retweetlediğini savunduğu belirtilmiştir. Bu savunma karşısında, şüphelinin suç işlemeye yönelik kastının ortaya koyulması gerekmektedir.

 

Twitter’ın resmi internet adresinde yer alan “retweetleme” başlığı altında, “Tweetlemeden önce gözden geçirin” başlıklı bilgi notuna göre; “Twitter’da daha iyi ve daha güvenli sohbetler yapabilmenize yardımcı olmamızın büyük önem taşıdığına inanıyoruz ve bu da takipçilerinizle paylaştığınız şeyler hakkında daha bilgili olmakla başlar. Twitter’da son zamanlarda açmadığınız bir makale için retweetlemeyi veya tweet alıntılamayı seçerseniz, makaleyi retweetlemeden veya tweet olarak alıntılamadan önce okumak isteyip istemediğinizi soran bir mesaj görebilirsiniz. Bunun size daha iyi bir bağlam sağlamak ve Twitter’da bilgisizce paylaşımları azaltmak açısından yardımcı olacağını düşünüyoruz. Bu mesajı gördüğünüzde makaleyi açıp inceleme seçeneğiniz olur. Tabii dilerseniz devam ederek makaleyi açmadan retweetle veya tweeti alıntıla seçeneklerini de kullanabilirsiniz.” açıklamaları yer almaktadır[2]. Bu açıklamadan anlaşılmaktadır ki; Twitter kullanıcıları paylaşım yaparken, güvenli bir ortamın sağlanması için uyarı mekanizması öngörülmüştür. Dolayısıyla; doğrudan veya alıntılayarak retweetlemelerde, retweetlenen tweetin içeriğinin önemli olduğu, kişilerin doğru bilgiye ulaşmasının sağlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. İçeriğin doğruluğunda gösterilen bu hassasiyet, içeriğin suç olması durumunda evleviyetle gösterilmelidir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu