Sınır Dışı Edilme Kararına İtiraz Dilekçesi

Deport Kararına İtiraz Dilekçesi

Deport Kararına İtiraz Dilekçesi

G Tahdit Kodları, G 87 Tahdit Kodları, Ç120 Tahdit Kodları Nasıl Kaldırılır?

Ülkemizde yaşayan yabancılar ya çalışma izinlerinin bitmesi yada ikamet sürelerinin dolması ve yenilenmemesi gibi sebeplerle haklarında sınırdışı alınır. Ayrıca terör örgütü bağlantıları gibi farklı nedenlerle alınan sınırdışı kararlarının temelinde İçişleri Bakanlığı tarafından Ç120, G 87, gibi farklı takdit kodları ile sicil katıtları ve şerhler oluşturulur. Her bir tahdit kodu hakkında izlenecek yol ve hukuki süreç birbirinden farklıdır. Bu nedenle alanında uzman bir avukat ile çalışmanın faydası olacaktır. Aşağıda sınırdışı kararına itiraz dilekçe örneğinin bir kısmına yer verilmiştir. Daha detaylı ve geniş bilgi için iletişim bilgilerinden bizlere ulaşabilirsiniz.

…………………… NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ’NE

Yürütmeyi Durdurma ve Tedbir Taleplidir.

DAVACI                               : …………..

VEKİLİ                                : Av. …………

DAVALI                               :……….. Valiliği / İl Göç İdaresi Müdürlüğü Adres: ……….

KONU                                   : İdari sınırdışı etme kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması akabinde iptali istemidir.

OLAYLAR                           :

Müvekkilimiz ……………. Suriye vatandaşı olup …….. …………. Üniversitesi …………..4. Sınıf Öğrencisidir. Hem Suriye’deki iç savaş hemde eğitimini tamamlamak Türkiye’ye gelmiş, 2013 yılından beri yasal olarak Türkiye’de ikamet etmektedir. Türkiye’ye geldikten sonra yasal prosedürlere uyarak ikamet izni alan müvekkilimiz, …………. ilinde yasal ikamet izni olup Üniversite öğrenimine devam etmekteydi.

Müvekkilimiz, 12.10.2017 tarihinde …….’da gözaltına alınmış, herhangi bir şekilde ifadesi alınmamış (herhangi bir ceza soruşturması işlemleri yapılmamış), idari işlemleri yapılması amacıyla belgeleri göç idaresine gönderilmiştir.

Müvekkil hakkında bir suç isnadı bulunmamaktadır. Ancak İçişleri Bakanlığınca hakkında G-87 Kodlu Genel Güvenlik tahdit kayıtlarının bulunduğu bu nedenlere dayalı olarak derhal ve doğrudan sınırdışı kararı alınmıştır.

Şahsın güvenli 3. Ülke sayılan Sudan’da yasal ikamet izni bulunmaktaydı ve gözaltına alınır alınmaz avukatına bilgi vermiş ve Sudan işlemlerinin başlatılmasını şifahen talep etmiş, KENDİSİNE TEBLİĞ EDİLMİŞ OLAN DOĞRUDAN SINIRDIŞI KARARINI BU NEDENLE İMZALAMAMIŞTIR. Doğrudan sınırdışı kararı alınma sürecinde usul ve yasaya aykırı hareket edilmiş, etkili bir hukuki yola başvurma imkanının tanınmamış, yargısal denetim gereği gibi yapılmamış, belirsizlik yaratılarak eğitim hayatı ve aile bütünlüğün bozulmuş, özgürlük ve güvenlik hakları ihlal edilerek Anayasa’nın 17., 19., 36., 40. ve 41. maddelerinde yer alan haklara aykırı bir süreç izlenmiştir.

Sınır dışı edilme işleminin tesisinde hukuka aykırı uygulamalarda uygulamalarla beraber Suriye’de çatışmaların ve terör olaylarının devam ettiğini, faili meçhul cinayetlerin, kaçırılmaların ve işkence vakalarının yaşandığını, genel olarak ülkede insan haklarını ihlal eden uygulamalar yapıldığını, dini inanışları nedeniyle insanların baskı gördüklerini, sınır dışı işlemi ile beraber müvekkilin yaşam ve vücut bütünlüğü yönünden geri döndürülemez ihlal yaşanabilecektir..

AÇIKLAMALAR               :

İnsan haklarına saygılı devletler, temel bireysel hak ve özgürlükleri derinden etkileyen sınırdışı etme kararlarını alırken ve bunları uygularken uluslararası hukuka ve uluslararası hukukun dayanağı olan evrensel standartlara uygun hareket ederler. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90/V. maddesine 2004 yılında eklenen hükmü dikkate aldığımızda, Türkiye’de sınırdışı etme kararı uygulanırken sınırdışı etmeye ilişkin temel iç hukuk düzenlemelerinin yanı sıra başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini Ek Protokolleri ve bunların uygulayıcısı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını da dikkate almak mecburiyeti söz konusudur.

Temel hak ve hürriyetlerle sıkı ilişkisi olan sınır dışı etme işlemi, uluslararası hukukun gelişiminde, devletlerin yalnızca iç hukuklarında düzenledikleri bir kurum olmaktan çıkarak, uluslararası düzenlemelerle evrensel standartlara kavuşturulmaya çalışılan bir konu haline gelmiştir.
Sınırdışı etme kararı, kişi özgürlüğü ve dokunulmazlığı ile ilgili olduğu kadar, kişinin seyahat özgürlüğü ile de yakından ilgilidir. Anayasa’nın 90. maddesinde 2004 yılında yapılan değişiklikle getirilen, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı kuralı karşısında, temel hak ve hürriyetleri derinden etkileyen sınırdışı etme işlemiyle ilgili uluslararası antlaşmaların ve bu antlaşmalardan doğan ihtilafları çözmekle görevli olan uluslararası yargı organlarının verdiği kararların doğru şekilde irdelenmesinin ve değerlendirilmesinin eskisinden daha önemli hale geldiğini söylemek her halde yanlış olmayacaktır.
Bu itibarla, sınırdışı edilmeyi düzenleyen iç hukuk düzenlemelerinin yanı sıra, güvence altına aldığı haklarla sınırdışı edilme işlemi arasında sıkı bağlantı bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin ve sınırdışı etme işlemine ilişkin hükümler içeren AİHS’ye ek 4 ve 7 numaralı Protokollerin incelenmesinde yarar görülmektedir. Diğer taraftan, üye devletlerin AİHS ve ek Protokollerde düzenlenen insan haklarını koruma ve sağlama mükellefiyetlerini yerine getirip getirmediklerini denetleyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin sınırdışı işleminin konu edildiği başvurularla ilgili kararlarıyla belirlediği standartların, sınırdışı işlemini uygulayan makamlar ve bu işlem karşısında başvurulan yargı mercileri tarafından dikkate alınması ve yargısal denetimin sağlanması zorunlu olarak görülmektedir. Ancak aşağıda ayrıntısı ile beyan ettiğimiz üzere müvekkilimizin sınırdışı edilmesinde davalı idarece usul ve hukuka uygun işlemlemleri olmamıştır. Şöyle ki;

1- Müvekkil yasal yollarla Türkiye’ye giriş yapmış ve 2013 yılından beri yasal olarak Türkiye’de ikamet etmektedir. Müvekkil yıllardır Türkiye’de bulunmakta olup bu güne kadar kanunlara aykırı en ufak bir hareketi olmadığı gibi Türkiye’nin gelişmesi ve güçlenmesi için yoğun çaba sarf etmekte, ülkemizi kendi ülkesi gibi kabullenmiş canıyla malıyla kendini bu ülke için feda etmeye hazır bir durumdadır. (Ek:1 Pasaport Kayıtları)


                            Yabancının ülkeden sınırdışı edilmesi, AİHS’in 2, 3, 5, 8 ve 13. maddelerine aykırı ise bu durum sınırdışı işlemini gerçekleştiren kurumun sorumluluğuna yol açacaktır. AİHS’in 2. maddesinde yaşama hakkı güvece altına alınmıştır. Bu maddeye göre, herkesin yaşam hakkı, yasanın koruması altındadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bir cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez. O halde AİHS’in 2. maddesi uyarınca sınırdışı edilecek yabancının gönderileceği ülkede yaşama hakkı tehlike altında ise sınırdışı işlemi gerçekleştirilmemelidir. Aksi halde sınırdışı işlemini yapanlar, AİHS’in 2. maddesini ihlal etmiş olur.

AİHS’nin 3. maddesine göre, hiç kimse işkenceye, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz. Bu maddede, doğrudan sı- nırdışı işlemine yönelik bir hüküm bulunmamakla birlikte AİHM; yabacının, gönderileceği devlette işkenceye, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulma riski olması halinde sınırdışı işleminin 3. maddenin ruhuna aykırı olduğu sonucuna varmıştır. AİHM’in ilke haline gelen kararlarına göre, bir devletin yabancıyı, bu muamelelerden herhangi birine tabi tutulma riski olan ülkeye göndermesi, 3. maddeden doğan yükümlülüğün ihlali sayılır. AİHM verdiği kararlarıyla, AİHS’in 3. maddesinin taraf devletlere, yabancıyı, işkenceyle veya hayati tehlikeyle karşılaşacağı ülkelere göndermeme yükümlülüğünü yüklediğini ifade etmiştir

3-  Müvekkilimiz hakkında İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nce hakkında kayıt olduğu gerekçesi ile gözaltına alınmıştır. Ancak bu kayıtların neye istinaden konulduğunun davalı idarece belirtilmediği, ayrıca söz konusu tahdit kaydının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin kendisine her hangi bir bilgi verilmemiştir.

4-  Yıllardır Türkiye’de ikamet ederek eğitim gören müvekkilin kamu güvenliğini tehdit ettiğinden bahisle sınır dışı edilmesini gerektirmeyeceği, zira daha önce İdarece ikamet tezkeresi de verilen davacının ne şekilde kamu güvenliğini tehdit ettiği hususunun davalı idarece somut bir şekilde olarak ortaya konulamadığı dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılacaktır. Doğrudan sınırdışı kararı ile Sınırdışı işlemlerinde dikkate alınması gereken diğer bir madde 13. maddededir. AİHS’nin 13. maddesinde, etkin başvuru hakkı düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu madde çerçevesinde hakkında sınırdışı kararı verilen kişiye, AİHS kapsamındaki haklarıyla ilgili olarak, tarafsız ve bağımsız ulusal mercilere başvurma olanağının tanınması ve başvurunun uygun biçimde incelenip değerlendirilmesinin sağlanması gerekir.


Örnek kısımlar yukarıya çıkarılmış olup; DİLEKÇENİN DİĞER KISIMLARI İÇİN LÜTFEN İLETİŞİME GEÇİNİZ.

Av. Abdullah SAĞLAM

0 532 626 47 44

 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu